Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu ( DKB), genel olarak toplum ve terapistlerin çoğu tarafından ya çok az anlaşılmış ya da yanlızca bir fantezi olarak görülmüştür. Psikiyatrik popülasyonda yaygınlığı tartışılsa da çoğu terapist bir DKB vakasıyla karşılaşmamaktadır.
DKB’nin temel belirtileri bellek ve kimlikle ilgilidir. Kendi içinde sürekliliği olan, birbirinin yerini alabilen kimlikler, aynı kişide birlikte varlığını sürdürmektedir. Genel olarak alter kişilik diye adlandırılan bu kimlikler yineleyici biçimde denetimi ele alırlar ve algıladıkları kendilik kavramı doğrultusunda davranırlar. Bu kimlikler belirgin olarak farklı ses, aksan, kelime dağarcığı, yüz ifadesi, hareket özellikleri, psikolojik test bulguları, cinsiyet, yaş farklılıkları olabilir.
DKB’ li vakalarda ikiden başlayarak birçok farklı kimlik türleri olabilir. Kimlikler arası geçiş ani ve dramatiktir. Değişim genellikle vakanın, çevresinde psikososyal bir tehdit algılanmasıyla, stresli hale gelmesi sonucu oluşur. Bir veya iki baskın kişilik kuraldır.Bunlardan biri vaka tarafından orijinal kişilik ( ev sahibi kişilik ) olarak tanımlanır.
DKB çoğunlukla sevilen bir kişi ( anne, baba,kardeş ) tarafından ya da güvenilir bir ortamda ( ev, okul, kreş gibi) gerçekleştiğinden sürekli ve şiddetli bir istismardan kaynaklandığı olabilmektedir.
DKB’ li acı ve ısdırabı bölmenin bir yolunu bulur. Alternatif kişiliklere bölünme , çocuğu korumanın ve mümkün olan en iyi şekilde hayatta kalmasını sağlayan biçimlerde uygulanan bir yoldur.